12 Ekim 2012 Cuma

gülün dikeninin hikayesi




Sakin bir göl kıyısında
tahta iskemlenin gıcırtısına
karışırken adını bilmediğim kuşların
zevk vermeyen sesleri
Bir adam aheste asılıyordu küreklere
Bir kadın şarkısını söylüyordu hisli yüreklere
Göğün yağmur muştusu grisi
sigaramın dumanı gibi
kıvrım kıvrım değildi ama
durmuş seyrediyordu bizi
kırların ve göğün üstünden
sanki bir hüznün donmuş haliydi
Ya içini dökecekti bize
ya da gidecekti umarsız sürgüne
Sigaram bitmek üzereydi, gökler gitmek üzüre
derken ıslandı kırlar
ve delik deşik oldu göl
Gökler giderken sürgününe
bir parça hüzün bırakmış oldu
kırlardaki güllerin dibine
Ondan beri yaralıdır göller
ve güllere diken olmuştur hüzünler


.......mehmet reha...




Hiç yorum yok: