10 Ekim 2012 Çarşamba

büyü




Zehir gibi içim.Acı ve suskun.
Tutamadığım sözleri hatırlatan bir cadı kadar ve uyumamı engelleyen saat tıkırtısı kadar sinir bozucu.
Susuzluk kadar hararetli sözlerim şimdi sus pus.
Akbaba hayaller ve düşünceler fır dönüyor tepede.
Ve bir çığlık takılı kalıyor zehrin kollarına.
Zehir gibi içim ve her gelen zehir olmaya ergen merakı salmış anlam veremediğim.
Yalnızlık bir kara büyü.
Göbek bağı kesildiği an büyülenir insan. acı acı ağlaması sanırım bundan.
O andan itibaren inkar etse de çevrendekiler ve sende bunlara kanıp unuttun sansan da bunu..
Anlarsın.
Anlarsın yalnız olduğunu bir gün bir tıkırtıyla bir kırıntıyla ya da birkaç lakırdıyla.
Tepeden inmiş gibi.
Bir an düşsen de tereddüde acaba bu o mu diye.
Anlarsın sana gülümseyince.
Ve zehir gibi olur için.
Acı suskun ve sinir bozucu.
Dün gitmiş yarını tutamıyor ve bugün karanlıkken bir şiir okursan hayata dair, yeni fikir bulmuş birinin kafasındaki ampul gibi yanar yalnızlığın.
Yoluna ışık olur mu bilmem ama kafanda saklananları gambazlar.
Bir anda kafanda belirir hayta sorular .
Nasıllar niyeler ne zamanlar kafandaki sayısız tepe arasında sa’y yapar.
Gökyüzünü denizden ayıran çizgiyi fark edebilirsin şimdi ve bir ikindi vakti kardelenler sen kokar sense yalnızlık.
Ayırt ettirebilecek bir çizgi bile koymazsın yalnızlıkla arana.
Kardelenler fısıldar kulağına bir vecize son nefesinde..”Gökkuşağının renklerine kanma çünkü kaybolur tez zamanda” diye.
Mor görünmez olur kırmızı silinir yeşil küser ve saklanır sarı.Artlarından olmaz ağlayanı.
Yalnızca kalır gecenin kopkoyu siyahı.
Kardelen bir muştuyken gönüllere yalnızlık fısıldayıp gider derinlere..
Kara büyün okşar saçlarını isimsiz hislerle.Kara büyün bırakmaz seni kimselere.
Kardelen bir umutken gözlere unut der ve kaybolur gözlerde.
Kaybedenlerin sembolü olur artık ve patentini imzalar gökyüzü silik bir dumanla.
Bir tek susuz kuyular ağıt yakar bu sona. o da rüzgar bile duymadan dağılır boşluğa.
Kardelen bir şiirken sözlerde zehir olur akar içlere.
Acı ve sinir bozucu.
Ahenkli ve su gibi.
Saydam ve alır içimin şeklini.
Sadece tek ve yalnız kelimeleri koltuk değneği olmuştur ağır aksak yürürsün 
Sağlı sollu yalpalamalar yaparsın ve ağza alınamayacak kırıcı sözler senindir 
Körkütük yalnızsındır
Hem de zehir gibi acı ve sinir bozucu…

....mehmet reha...

Hiç yorum yok: